ANAVARZA ANADOLU’NUN EN BÜYÜK ANTİK KENTİ OLMA YOLUNDA

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Adana'nın Kozan ilçesinde bulunan Anavarza Antik Kenti'nde incelemelerde bulundu.

ANAVARZA ANADOLU’NUN EN BÜYÜK ANTİK KENTİ OLMA YOLUNDA

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Adana'nın Kozan ilçesinde bulunan Anavarza Antik Kenti'nde incelemelerde bulundu.

ANAVARZA ANADOLU’NUN EN BÜYÜK ANTİK KENTİ OLMA YOLUNDA
26 Kasım 2014 - 09:51

Antik kentte ortaya çıkarılan ana yol ve çevresindeki tarihi kalıntıları inceleyen Bakan Ömer Çelik, antik kent hakkında uzmanlardan bilgi aldı ve kentin giriş kapısı önünde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Bakan Ömer Çelik, Anavarza Antik Kenti’nde yapılan son çalışmalarda Anadolu’nun en büyük antik kentlerinden birinin keşfedildiğini belirtti.  
Tarihin İlk Duble Yolunda Sütunlar Yeniden Ayağa Kalkıyor 

“Çok heyecan verici bir yerdeyiz. Ben burayı savaş tarihiyle, strateji tarihiyle ilgili kitaplarda okurdum. Adana’da yaşadığımız için burayı da biliriz. Ama şimdi son yapılan çalışmalarla burada Türkiye’nin en büyük antik kentini keşfetmiş bulunuyoruz, insansız hava araçlarıyla, hocalarımızın özverili çalışmalarıyla.


Gördüğünüz gibi arkamızda bir zafer takı var. Bu zafer takının bu bölge itibariyle tek olduğu söyleniyor, heykelli, nişli böylesi bir zafer takı olması.
Burası -bugün basında da bir çok haber var- ‘tarihin ilk duble yolu’ diyorlar. Fakat duble yoldan da öte 34 metre genişliğinde, 2 bin 700 metre uzunluğunda, iki tarafından gidilip gelinen, ortasından savaş arabalarının gittiği, etrafında sütunlar olan bir yoldan bahsediyoruz. Bin 600 civarında sütundan bahsediliyor. Bana verilen bilgi notlarında önümüzdeki 10 yıl içerisinde bunun 3-4 bine çıkabileceği ifade ediliyordu.
Biliyorsunuz buranın çok önemli bir özeliği Romalıların ordugahı olması. Asıl ismi de bir rivayete göre eski Farsça ‘na-barza’dan geliyor. Yani ‘yenilmez’ demek. Girdiği hiçbir savaşta yenilmemiş bir kent burası. Orta Doğu ve Mezopotamya’daki bütün tarihin yönünü değiştiren olaylara buradan hükmedilmiş. Bir bakıma da bir strateji merkezinde bulunuyoruz. O sebeple 60-70 bin kişilik Roma ordugahı sürekli burada olmuş. Burada yaşayanlarla birlikte 80 bin kişilik bir nüfusa ulaşılmış.
Ama çok daha başka özellikleri var buranın. Bize gösterilen yukarıdaki kalenin olduğu yerde iki kiliseden üç tane hamamdan bahsediliyor, bir meclis binası var ve Anadolu’nun hemen hemen en büyük amfi tiyatrosunun burada olduğundan bahsediliyor. Nihayetinde burada olimpiyat yapma izni verilmiş. Belki de Anadolu’nun en büyük olimpiyat oyunları burada oynanmış. Ve Efes’ten 10 kat daha büyük bir antik kentin ortaya çıkmasından bahsediliyor. Yine çok önemli bir özelliği eczacılığın babası, tıbbın babası olarak kabul edilen Dioskorides burada doğmuş. Onun da burada Kozan’da bir heykelini yapacağız. Eczacılık üzerine kitabı yıllarca okutuldu üniversitelerde. Dolayısıyla burada bir üniversite olması da bu bakımdan muhtemel gözüküyor.
Bir diğer yandan bildiğiniz gibi Homer’in, Eflatun’un burada belli bir müddet yaşadığından bahsedilir. Şimdi verilen bilgiye göre ağustos ayına ismini veren İmparator Agustus’un da burayı ziyaret ettiği söyleniyor.
Bu civarda ve başka yerlerdeki bahsedilen konulardan bir tanesi ölümsüzlüğü bulan Lokman Hekim’in de burada yaşadığı, zaman zaman da biliyorsunuz Dioskorides ile Lokman Hekim arasında paralellikler kurulur bazı efsanelerde. Dolayısıyla burada büyük bir antik kent ve bu bölge için hakikaten tarihi değeri yüksek bir yapılaşma ortaya çıkmış bulunuyor.”  
Anavarza Antik Kenti Kazıları İçin Belirlenen Ödenekler Artırılacak
“Ben buranın normal takvimi içerisinde akmasını ve keşfedilmesini çok doğru bulmuyorum. Buranın ödeneğini birkaç kat artıracağım bir an evvel sonuçlara ulaşalım diye. Çünkü burası hem bu bölge için önemli hem Anadolu tarihi için çok önemli bir yer. Bütün bir yapı 10 yılda çıkar gibi rakamlar söyleniyor ya da yapının genel özellikleri bakımından 3-4 yıllık bir zamana ihtiyaç var gibi. Tabii burada titiz bir çalışma yürütülmesi gerekiyor. İlerdeki meclis binası ortaya çıkarıldığı zaman hocalarımız onun altında bazı kitabeler bulunabileceğini dolayısıyla bölge tarihiyle ilgili yeni keşifler yapılabileceğini söylüyorlar.
Burası biliyorsunuz aynı zamanda Roma’yı ilgilendirdiği kadar Bizans’ı, Sasanileri, Kilikya Krallığı’nı ve Osmanlı Devleti’ni ilgilendiriyor. Birden çok medeniyete ev sahipliği yapan bir yer. Bu bakımdan da tarihsel özelliği çok yüksek nitelikli bir yer.
Bütün antik kentler insanı heyecanlandırır. Yani üzerinde onlarca medeniyetin enerjisini hissedersiniz. Ama burası hakikaten Anadolu’nun en büyük antik kenti olmaya aday ve içinde bulunan stadyum, amfi tiyatro, kiliseler, hamamlar, ‘tarihin en büyük otobanı’ denilen -bugünkü haberlerde- duble yol gibi bir yol söz konusu olduğunda başka özelliklere de sahip olduğu görülüyor. 
Dün bana bir sunum yapılmıştı Adana’da yeni yapılacak bir yolla ilgili. Ben orada belediye başkanına yolun genişliği ne kadar diye sordum ‘40 metre’ dedi. Bu yeni yapılıyor ve Adana’nın trafik problemini halledecek bir yol. Ama tarihte böylesi bir yol belki de bin 700 yıl önce gördüğünüz gibi 34 metre genişlikte yapılmış. Bugün normal bir şehirde modern insanın ihtiyacını karşılayan hemen her şey burada var. Din merkezleri var, amfi tiyatro, stadyum var, olimpiyatların yapılması söz konusu, büyük felsefe düşünürleri burayı ziyaret etmişler, burada bir dönem yaşamışlar, eczacılığın ve tıbbın babası burada doğmuş, büyük imparatorlar için ordugah olmuş, Mezopotamya ve Orta Doğu’nun strateji merkezi olarak değerlendirilmiş bir yer. O sebeple bugün burayı ziyaret edip çalışmaları bizzat görmek, bunu yürüten hocalarımızdan bizzat bilgi almak istedim. Döndükten sonra da arkadaşlara talimat vereceğim buraya Bakanlık olarak tam kapasite destek vereceğiz. Yani yıllara yaymadan bir yıl içerisinde ne yapabilirsek, 2-3 yıl tam kapasite destek verilmesiyle ilgili talimat vereceğim. İnşallah buranın değerlerini daha çok ortaya çıkaracağız.”  
Adana’nın Turizm Potansiyelinin Ortaya Çıkarılması İçin Yeni Projeler
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Bakan Ömer Çelik, bir gazetecinin “Adana’daki turizm potansiyelini nasıl harekete geçirebiliriz?” şeklindeki sorusuna şu cevabı verdi:
“Bu biraz kültür turizmine duyulan ilgiyle bağlantılı. Biliyorsunuz yakın zamanda da Yumurtalık’ta çok müstesna bir mozaik ortaya çıktı. Burada tur operatörleri ve diğer yetkililerle toplantılar yapıyoruz. Bütün Çukurova Havzası’nın tur paketleri içerisine alınması, yurt dışında daha çok tanıtılması için Tanıtma Genel Müdürlüğümüze talimat verdim. Bu bölgenin tanıtılması için özel bir strateji geliştiriyorlar. Hatta, ‘Home of’ diye bir konsept kullanıyoruz biliyorsunuz, orada Anavarza’ya özel bir yer verilecek, Türkiye’den, Anadolu’dan bahsedilirken ‘Home of Anavarza’ diye bahsedilecek. Bunun dışında da Antalya’ya, Kapadokya’ya gelen birisinin bu bölgeyi ziyaret etmesi,  bu bölgeyi ziyaret edenin Hatay’ı ziyaret etmesi gibi bir paket haline getirmeye uğraşıyorlar.   Adana’ya gelecek turist sayısı konusunda hedef verirsek gerisinde kalabiliriz, ilerisine geçebiliriz. Ama şunu söyleyebilirim size: Deniz-kum-güneş turizminin ötesinde yeni diriltmeye, canlandırmaya çalıştığımız 2-3 tane bölge var. Bu yeni stratejimizin merkezindeki yerlerden bir tanesi burası. Sadece ben Adanalı olduğum için değil. Siz de gezdiniz gördünüz, burası tarihte bizim kendi tarihimize, milli mücadeleye ne kadar yön vermiş. Abdülhamit zamanında yapılmış Varda Köprüsü’nden bulunduğumuz yere 1700 yıllık bir şehrin üzerindeyiz. 3 bin yıllık bir taş köprü var üzerinden hala istersek araç geçebiliyor. Tarihin bazı etnik gruplar açısından ilk krallıkları var, Roma burada çok önemli bir yer tutuyor, aynı zamanda Osmanlı Devleti. Tüm bunları bir strateji haline getiriyoruz, tanıtma stratejimizin merkezine koyuyoruz.  
Tanıtmayla ilgili çalışmalar başladı. Buraların ortaya çıkarılması ve tanıtılmasına dönük ödenekleri azami miktara çıkardım. Onun ötesinde de tur operatörleriyle, turizmin önde gelenleriyle yapılan toplantılar bitti. Bundan sonrasında bunlar paketlere girdi. İnşallah burada daha çok turist, daha çok yabancı ziyaretçi göreceğiz. Köylü kardeşlerimiz burada son derece misafirperver ev sahibi.”
Yine gelen sorular üzerine Anavarza Antik Kenti’nin içinde bulunduğu köydeki vatandaşların köylerinin sit alanı olmasından kaynaklanan sorunlarına da değinen Bakan Ömer Çelik, şöyle devam etti:
“Burada iki tane problemden bahsetti arkadaşlarımız. Bir tanesi tarihi kalıntıların, belki bazı değerlerin gündelik hayatta kullanılması. Bir diğer problem de vatandaşlarımızın buralar sit alanı ilan edildiği için evlerinin tamiratında herhangi bir çivi bile çakamamaları. Daha önce onlara başka sözler verilmiş. İlgili genel müdürlerimiz bu hafta ya da gelecek hafta içerisinde gelip burayı bir inceleyecekler, hem bu kentle ilgili yapılacakların talimatlarını yerine getirecekler hem de varsa o tip tarihi eserleri nasıl toplayabiliriz, bir de buradaki vatandaşımızın sıkıntılarını nasıl giderebiliriz onlarla ilgili çalışacaklar. Bana bir rapor verecekler, burayla ilgili ne yapabiliriz bakacağız.
Nihayetinde burası hem burada yaşayan insanlarımız için, hem Kozan için hem Adana için hem de bütün Anadolu için büyük bir tarihi kültürel miras. Burada önemli olan hem bu mirası korumak hem de vatandaşımıza gündelik hayatında yapabileceğimiz kolaylığı sağlamak. İkisinin çatıştığı yerde de hiçbirine zarar vermeden bir çözüm üretmeye çalışacağız tabii ki. Bu kadar büyük bir mirasa sahip olmanın bazı külfetleri oluyor bu külfetlere de doğrusu bu tarihi mirasa hak ettiği değeri vermek bakımından katlanmak gerekiyor.”
IŞİD Terör Örgütünün Türkiye Turizmine Etkileri 

Son olarak Hasankeyf’teki esnafların IŞİD terörü nedeniyle mağdur oldukları yönünde basında yer alan haberlerle ilgili görüşleri istenen Bakan Ömer Çelik,

 
“Bugün bunu ben de basında yapılan haberlerden okudum. Bu genel bir problem. Mesela Suriye meselesi çıktığından itibaren sınır illeri Gaziantep, Adana, Hatay bunların hepsi etkileniyor. IŞİD meselesiyle ilgili olarak ortaya çıkan bu kaos tablosu başka şeyleri de etkiliyor.
Biz zaten başından beri onu söylüyoruz. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin üyeleri, hiçbir şekilde bu bölgeyle bir sınırları yok, dünyanın öbür ucundan bu bölge hakkındaki kararları Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde veto ediyorlar. Halbuki bizim insanımız burada bundan doğrudan etkileniyor. Suriye ile Irak ile çok uzun bir sınıra sahibiz. Hem Irak’ta hem Suriye’de IŞİD terör örgütü var. Bu doğal olarak turizm, ekonomi ve en önemlisi de güvenlik meselelerimizi doğrudan etkiliyor. Dolayısıyla bunun hepsine dönük Türkiye’nin yaklaşımının ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. İnşallah bu terör belası en kısa zamanda hallolur. Biz de bu sıkıntıları aşmaya çalışırız. Hasankeyf ile ilgili tam durum nedir, neler yapılabilir arkadaşlarımız beni bilgilendirecekler.” dedi.

YORUMLAR

  • 0 Yorum