Turizmin sezonluk bir iş olduğunu zannedenler, turizmi önemsememenin sonuçlarını görmeye başladılar. İstanbul gibi sanayi yatırımı düşük olan hizmet sektörleriyle kendini döndürmeye çalışan büyük şehirlerimizde ekonomik kriz giderek derinleşmekte. İstanbul'da turizm varken kolayca atlatabilinen dünya krizleri artık İstanbul içinde bir kabus olmaya başladı.Hatta İstanbul için kriz özel bir hale geldi diyebiliriz. İstanbul'un yapıları , inşaatları, betonu demiri , yolu köprüsü , havalimanı herşeyi düşünülüyor, ihale ediliyor . Her boş arsaya bir proje çizilmiş sırasını bekliyor, belkide 2050 ye kadar yapılacak inşaatlar planlanmış.
Fakat İstanbul'un ekonomik yapısı için bir proje duymadım. Çığ gibi büyüyen insan topluluğu, köyden şehire göç edenlerin mesleksiz olması, sektörlerde pastanın küçülmesi, herkesin her işi deneme hevesinde olması, iş planının olmaması, istanbul'un ekonomisinin tüketime dayalı olması, yetkili mercilerce İstanbul'un en azından yakın dönem sayılabilecek 3 ve 6 ve 9 yıllık ekonomik planlarının ve hedeflerinin olmaması bu kadim şehri plansız ve kendi haline bırakmak anlamına geliyor.
1/1000 lik , 1/ 5000 lik vesair tüm inşaat planlarının olması demek bi şehri imar etmek demek olmuyor. Ekonomik olarak İstanbul'a özel tedbirler, uygulamalar, yenilikler getirmek lazım. İstanbulda çalışan iş beğenmiyor acaba neden belkide sadece yol parasına ayda 200-300 lira vermek zorunda kaldığı için. İstanbul'da sadece asgari ücretle, hayatını idame etmek, işe gidip gelmek ve bir sosyal hayatı oluşturabilmek imkansız gibi bir şey. Toplu taşıma bile büyük bir maliyet oldu artık İstanbul'da.
Belediyeler ve kaymakamlıklar ile yardımsever işadamları ve ferdi yardımlar sayesinde yaşayanlar İstanbul'da milyonları aşmış vaziyette. Bu yük nereye kadar taşınır. Ya da bu yük niye taşınsın yani bir çözüme kavuşmasın.
Bu iş nereye gider ; İnsanlar konut aidatlarını ödeyemez duruma gelir ve lüks rezidanslar banliyö evlerine döner, şu anda işyeri kiralarını ödeyemeyenler ev kiralarını da aksatmaya başlar. Asayiş gitgide bozulur. İşe aldığınız adam aynı gün ofisdeki bilgisayarıızı çalıp gider, arabanızın hergün bir yerini çalar veya çizerler, bu iş öyle bir hâl almaya başlarki en korunaklı sitelerde bile yaşanmaz hale gelir. Newyork harlemi gibi İstanbul dev bir harleme dönüşür. Şu anda da alan ödemiyor, herkes adres ve telefon değiştiriyor, herkes veresiye alma peşinde, yalan zaten sıradan bi şey olmuş. Kimsenin dostu kalmamış, koca şehir yalnızlar ülkesi olmuş. Delikanlıyı bozan parasızlıktır misali kriz bir muhitten diğer muhite yayılıyor ve insanlarda ahlaki deformasyona yol açıyor. Çok fazla detay vererek makalemi çirkinleştirmek istemiyorum, gerisini sevgili okuyucularımın geniş irfanına bırakıyorum.
İvedi şekilde İstanbul için ekonomik planlar hazırlanmalı, seçim kampanyalarındaki gibi icabında ev ev dolaşılmalı teşhisler konulmalı, siyasilerce seçim anketlerine dökülen paralar ve ve bu anketlere verilen önemler İstanbul'un ekonomik sancısının teşhisi için yapılacak yüzlerce anket araştırmalarına da verilmeli, dünyada mega kentlerde uygulanan metodlar araştırılmalı, sivil toplum örgütlerininde resmi makamlarla birada bulunduğu bir şura oluşturarak İstanbul'un ve İstanbul halkının ekonomik geleceği yapılandırılmalı.
Yüzbinlerce konut yapılırken bu konutta oturacakların ne iş yapacağıda önceden düşünülmeli ve planlanmalı. Maslak'a komple ticari imar verip başka semte komple konut imarı verirseniz, Maslak'ta çalışanlar başka bir ilçede oturmak için dünyanın yolunu gidip zaman ve para harcamak zorunda kalır. Trafik devamlı çoğalır. Stres artar. gerginlik artar, verim düşer, en kıymetli şey zaman boşa harcanmış olur.
İstanbul tüketim ekonomisine terk edilmemeli, dönerci, nargileci , cafe büfe ile bir yere kadar. Üreten ve dışarı satan bir İstanbul olmalı. Ekonomik master planda turizm açısından da yapılabilecekler ortaya dökülmeli ve tartışılmalı. Turizmde diğer şehirlerden turist gelebilmeli. Diğer şehirlerdeki insanlarımız için toplumumuza uygun İstanbul cazibeleri ön plana çıkarılmalı. İstanbul diğer şehirlere turist gönderen konumunda. Bunun terside yapılabilmeli. İstanbul'dan bir vatandaşımız. Antalya'ya tatile gidiyorsa eğer, Antalyalı bir vatandaşımızda İstanbul'u gezmeye gelmeli. İstanbul'a sadece işi düşen gelirse olmaz.
Benim tek düşünmem de ancak bir yere kadar , fikir mütalaasıda burda önemini gösteriyor. Karşımda birileriyle konu üzerinde münazara yaptığımızda daha da renkli daha da farklı fikirler türeyecektir. Bunu bir grup yaparsa ortak fikirler gelişmeye başlayacaktır. Resmi kurumlarda bu ortamda olursa nelerin gerçekleştirilebilir olduğunu veya ne şekilde gerçekleştirilmeye müsait olacağının tesbiti anında yapılır.
Megakent İstanbul ekonomik olarak hastalandı, kronikleşmeden halletmek lazım.
YORUMLAR