Ülkemizi sarsdığı kadar dünyayıda sarsan dünyanın incisi boğazdaki feci saldırı yüzünden ekranlar, gazeteler, bütün yazılı görsel medya habere boğuldu. Eski gazeteci, yeni gazeteci, eski müşteşar, eski asker, eski badyguard, eski kulüpçü, eski siyasetçi, güvenlik uzmanı, yazar, çizer, karikatürist, şarkıcı, türkücü, öğrenci, esnaf herkes tv ve radyo kanallarında saldırıyı yorumluyorlar, teşhis ve tespitte bulunuyorlar. Şunu farkettim, bunu farkettim, silah eğitimi almış, yok şunu yapmış bunu yapmış yok profesyonelmiş, bilmemneymiş. Yavv bırakın artık bunları yorumlamayı, her kafadan ses çıkıyor, ekranlar devamlı bu olayı gösteriyor.
Saatlerce ekranın alt kuşağında kırmızı beyaz "Gece kulübüne saldırı : 39 Ölü" yazısı, aynı anda tatil reklamı dönüyor. reklam kuşağı girsede, program değişse de spor haberide olsa kırmızı beyaz kuşak bir türlü kalkmak bilmiyor. Resmi kurumlardan bir açıklama gelmedikçe anlatılan yazılan çizilenlerin hepsi boş ve bir haber değeride yok. Yetkisi olmayanın konuşmaması gereken hassas konular bunlar. Yetkili olan lafını tartar biçer, yetkisi olmayan langur lungur konuşur. Bir sorumluluğu yok çünkü. Olayı konuşmaktansa , olayın izlerini örtmenin konuşulması lazım gerekirken hâlâ olayı konuşmak maddi ve manevi travmayı derinleştiriyor. Çocuklarımız ve gençlerimiz bu uzayıp giden tv tartışmalarından, haber kuşaklarından olumsuz etkileniyorlar.
Bir an evvel yaralarımızı sarmalı, ne yapacaklarımızı tartışmaya açmalıyız. Turizm sektöründe oluşan yaraların aynısını tekrar yaşamamak için olası bir krizde uygulanacak davranış modelleri geliştirmeliyiz. Değişen dünyada her türlü kriz ve olasılıkların modellemelerini yaparak çözüm odaklı davranış konsepti oluşturmalıyız.
YORUMLAR